EC ENGLISH OXFORD DİL OKULUNDA 2 AY GENEL İNGİLİZCE

Merhaba, ben Fatma Sertgöz. Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik bölümünden bu Haziran ayında mezun oldum. Bölümümün 100% İngilizce olmasına rağmen kendimi İngilizce konuşma alanında yetersiz hissediyordum ve yurtdışında bir dil okuluna gitmeye karar verdim fakat çok da emin değildim. Yakın arkadaşım sayesinde Academix hakkında bir şeyler duydum ve sonra araştırmaya başlayıp bilgi formunu doldurdum ve neredeyse 1-2 gün sonra Emin Bey tarafından arandım ve bir aydan kısa bir süre sonra İngiltere yolcusuydum.

En başta söylemeliyim ki ben bir şeye çok zor karar veririm ve Emin Bey bu süreçte gerçekten kahrımı çekti diyebilirim :) O yüzden burdan Emin Bey'e ve tüm Academix'e çok teşekkür ediyorum. Dünyaya baktığımızda çok fazla ülke İngilizce dil eğitimi almak için olanak sağlıyor. Ben bunun için İngiltere'yi seçtim çünkü daha temiz bir İngilizce öğrenimini ve okul dışı dil geliştirme deneyimlerini sağlıyor. Okul olarak en iyi okullardan birini seçmek istedim çünkü kalacağım süre 2 aydı ve bu 2 ayda alabileceğim en iyi eğitimi almak istedim. Bu yüzden de EC language school'u seçtim. Fakat her okul gibi neredeyse İngiltere'in her yerinde şubeleri var. Bu kısımda ise Londra ve Oxford arasında kararsız kalmıştım fakat tercihimi Oxford'tan yana kullandım (yaşamın bir tık daha ucuz olduğunu düşünerek). Ayrıca daha önceden EC dil okuluna giden arkadaşlarımın da görüşlerini dinleyerek Oxford daha sıcak geldi.

Vize alma süreci ise benim için en zorucu süreçti çünkü yaklaşık 3 ay önce mezun olmuştum. Böyle durumlarda Türkiye'ye geri dönüş yapacağını veya seni bağlayan bir şeyin olması gerektiğini göstermemiz gerekiyor. Ben her zamanki gibi paniğe kapılırken Emin Bey'in soğukkanlı ve sakin olmasıyla her şeyi hatta en iyi bir şekilde (benim görüşüm..) hallettik. Okula başvurumuzu yaptıktan neredeyse bir hafta sonra bütün evrakları hazırlayıp vize başvurusunu gerçekleştirdik. Eminim ki vizeyi alabilmemin en büyük sebebi Emin Bey'dir.

Vizeyi aldıktan yaklaşık 20 gün sonra fakat okula başlamamdan 4 gün önce Londra'ya uçtum. İlk iki gün kimseyi tanımıyordum ve zar zor ingilizce konuşuyordum. Daha önce yurtdışına çıkmıştım elbet fakat bu benim ilk tek başıma yurtdışı deneyimimdi ve gerçekten çok sıkıntılı bir süreçti. 2 gün sonra aile yanına taşındım (aile yanı konaklamayı seçmiştik çünkü residansa göre çok daha ucuzdu). Ben yaklaşık 5 yıl boyunca yalnız yaşadığım için ilk başta, yine, sıkıntılı bir süreç oldu. Ve bu bir hafta boyunca her kötü hissettiğimde Emin Bey'e yazıyordum (arada 3 saat fark olmasına rağmen) sağ olsun elinden geldiğince ben sakinleştirmeye çalıştı.

Okul sürecime geçersek, gerçekten çok keyifliydi. Üniversitede hazırlık okuduğum için derslerin aynı o şekilde olacağını düşünüyordum fakat beklentimden çok farklıydı. İlk başta çok garipsedim bu durumu ama daha sonra aşırı mantıklı ve öğrencilere daha faydalı olduğunu anladım. EC Oxford küçük bir okul fakat çalışanlarıyla ve öğretmenleriyle gerçekten güzel bir fark atıyor ve deneyim kazandırıyor. Okuldaki ikinci günümden itibaren hiç arkadaşlık sıkıntısı çekmedim, herkes konuşmaya, arkadaş edinmeye çalışıyor. Korkusuzca kimsenin seni yargılamayacağını bilerek konuşuyor, hareket ediyorsun ki en öncemli şey de bu. 

Benim kursum Genel İngilizce üzerineydi ve bir de IELTS hazırlık kursu var. İlk önce IELTS kursunu seçmeyi düşünüyordum yüksek lisans için fakat okula başladıktan sonra genel İngilizce'nin benim için daha iyi olduğunu düşündüm. IELTS sınıfına göre sınıf içindeki aktiviteler, grup/partner konuşması daha fazla ve asıl bu sizin gelisiminize fayda sağlıyor. Her 5 haftada bir seviye belirleme sınavı gibi bir şey yapıyorlar ve bunun sonucuna göre sınıf atlayabilir ya da tekrar aynı sınıfı tekrarlayabilirsiniz Sınav sistemi için bir şey söylemem gerekiyorsa çok da sağlıklı sonuç veren testler olduğunu düşünmüyorum. Tabii ki 10% kısmı sınıfın öğretmeni karar veriyor eğer memnun değil iseniz ve bunu söylerseniz sizi dikkate alıp kendisi karar veriyor, genellikle speaking'i düşünerek. Okul aktivitesi olarak her hafta belirli bir konu seçiliyor (öğrencilerin oyları ile) ve bu konularla ilgili değişik aktiviteler, workshoplar da dahil, düzenleniyor. Bunların çoğu ücretsiz olmakla beraber bazılarının ücreti 1 pound falan. Okul aktivitesi haricinde genelde arkadaşlarla beraber kahve içmeye, sohbet etmeye gidiyorduk. Ayrıca çok fazla kolej olduğu için onları gezmeye çalışıyorduk.

Konaklamaya gelecek olursak, yukarıda da bahsettiğim gibi aile yanı konaklamayı seçmiştim, kahvaltı ve akşam yemeği dahil. Fakat İngiltere'de kahvaltı alışkanlığı gibi bir şey yok o yüzden neredeyse hiç bir 'host family' kahvaltı hazırlamıyor. Çoğunlukla mısır gevreği yiyorlar kahvaltı için. Akşam yemeği ise aileden aileye değişiyor fakat bazı günler önünüze hazır alınmış, donmuş ve sizin ısıtmanız gereken yemekler gelebiliyor. Ben ilk hafta evimi değiştirmeyi düşünüyordum, daha çok rezidansa geçmek gibi.Daha sonra düşündüm ki 2 ay zaten çok uzun değil katlanırım, evdekilerle çok yakın olmama gerek yok (benim ailem için geçerli çünkü onlar da çok iletişim kurmayı tercih etmediler). Fakat açıkça söylemeliyim ki keşke değiştirseymişim. Bence iyi bir host family'e denk gelmek çok zor ve şans işi. Eğer residansta kalırsanız etrafınızdaki herkes öğrenci ve arkadaş edinmek bence daha kolay. Kendi adıma konuşursam ulaşıma ve dışardan aldığım kahvaltılıklarla öğrenci residansında kalmış kadar para harcadığımı hatta belki daha fazlasını harcadığımı söyleyebilirim. Eğer EC dil okuluna giderseniz, size ilk haftanızda eviniz, sınıfınız hakkında sorular soruyorlar. Birinden bile memnun değilseniz kesinlikle söylemelisiniz çünkü ödediğimiz miktar az bir para değil.

İngiltere'de yaşam ise gerçekten çok pahalı. Oxford'u ucuz diye seçmiştim fakat Londra'dan sonra en pahalı şehirmiş :) Kaldığınız ev uzakta ise otobüs kartı çıkarmak daha mantıklı fakat aylık miktarları çok fazla. Ucuz şeyler alabileceğiniz belirli büyük marketler var bütün İngiltere için geçerli. Ve her şeyin tl karşılığını düşünürseniz yaşayamazsınız, hayat zindan olur :) İngilterede genel olarak hava çok kötü. Her zaman yanınızda şemsiyenizi taşımanız gerekiyor ve çoğu zaman gri gök yüzüne katlanmak zorunda kalıyorsunuz. Ben ekim sonu geldim ve gördüğüm güneşli gün sayısı çok azdır :) Bu arada Oxford geçekten küçük bir şehir, şu an hava 4 civarlarında kararıyor ve çoğu kafe 6 gibi kapatıyor. Çok fazla yapacak bir şey yok ve sıkılabilirsiniz, gelmek isteyenler akıllarında bulundursunlar :) Tabii Cambridge'e göre daha büyükmüş öyle duydum. Tavsiyem İngiltere'ye yazın gelmek, kışın da ayrı tabi :), ama Oxford'a yazın gelirseniz sanırım çok sıkılırsınız çünkü şehrin çoğunu öğrenciler oluşturuyor. Ayrıca Harry Potter ile ilgili bir çok şey bulabilirsiniz.

Sonuç olarak, ilk haftamda herkesin burnundan getirsem de (özellikle Emin Bey'in) şu an 2.5 ayım olmak üzere ve keşke daha önceden gelip daha uzun zaman geçirseymişim diyorum. Gerçekten çok güzel bir deneyimdi benim için. Burada yaşadığınız hiç bir şeyi, arkadaşlıkları unutmanız mümkün değil. Eğer fırsatınız varsa kesinlikle böyle bir macera yaşamalısınız! 

Fatma SERTGÖZ
EC English Dil Okulu - Oxford, İngiltere
2019 Yurtdışı Dil Okulu Öğrencisi
Academix Danışmanı: Mehmet Emin ÜNLÜ, Beşiktaş Ofis
emin@academix.com.tr

+90 212 259 0099 | + 90 553 697 1800