Saate pek alışamadığım için emekli amcalar gibi erken yatıp sabah 5’te kalkıyorum. Geleli çok olmadı.
Yolculuğumdan itibaren başlamam gerekirse; British Airways ile geldim, ama gelmez olaydım, KLM, Swiss, THY falan olsaydı da cinnetler geçirmeseydim. Yol boyunca çıldırdım çünkü dediklerinden hiç bi’şey anlamadım yani kulağıma Çince gibi falan geldi, yok olmayacak yol yakınken dönsem mi acaba dedim Londra’ya inince ama yapamadım tabii ki:) Yolculuk beklediğimden çok çok iyiydi mide bulandırıcı uçak yemeklerini saymazsam! (Her ayrıntıyı vermeye çalışıyorum bakın, dediğim gibi geleli çok olmadı, daha çok yazarım, Selçuk Bey çok yazmam konusunda beni uyardı ☺)
Vancouver Havalimanı’na indim ve dedim ki burası Türkiye’de olsa olsa Bodrum, Dalaman Havalimanı falan olur. İnanılmaz küçük yaa, 10,15 uçak falan iniyor, AŞTİ gibi aynı, yerlerde ev halısı falan vardı. Gerçi yeni yeni öğreniyorum ki halıfleks Amerika’da ve Kanada’da önemli birşeymiş. Sonra uçakta ben uyurken form dağıtmışlar, benimde yanıma koymuşlar, nedir değildir bakmadım bile attım çantama gittim. Pasaport kontrol kısmında 3,5 tane polis olduğu için boylu boyunca uzanan sırayı bi saat bekledikten sonra, "Where is your decleration form?" sesiyle uyandım. Bi saat de onunla uğraştım nihayetinde girdim ülkeye.
Selçuk Bey’in dediği gibi sim kart satan bi yer göremedim, gerçi küçük buluğum havalimanın diğer tarafındaymış ☺ Ankesörlü telefon kartı aldım o da Türkiye’yi aramadı ısrarla sağolsun, hatıra olarak saklamayı düşünüyorum. Çalışmayan karta 11 dolar verdiğim günü hep hatırlamak isteyebilirim çünkü ibret olsun diye:) Bu arada kartların belli çalışma şartları varmış, onları uygulayınca çalıştı, biraz çabalamak lazım sanırım ☺ Eve gitmek için de yine herkesi dinleyip kendi bildiğimi yapma taktiğini uygulayarak havalimanından metroya bindim şehir merkezinde indim ama inanılmaz uzaktı yani taksiye binmek yerine karşılama isterdim en azından çile çekmezdim:) Bu arada ben ilk defa çıkıyorum yurtdışına, öyle korkacak bir durum yok. Selçuk Bey transferlerden bahsetmişti ama böylesi çileli ama heyecanlı oldu. Sonra merkezden taksiye bindim geldim eve. Tina daha önce resimlerini göndermişti zaten kafamda bir portre vardı. Geldim çok iyi karşıladılar. Kadın çok tatlı birine benziyor, adam ondan daha da iyi gibi, şimdilik sevdim. Gelmeden çokça korkmuştum boşa çıktı korkum. Konuşmaları da anlaşılır, İngilizler gibi konuşsalar pılımı pırtımı toplar dönerdim sanırım. Adama söyledim bişey anlamadım diye onların konuşması farklı zaten dedi.
Geldiğim gün kızlarının doğumgünüydü. Doğumgünü yemekleri vardı bütün sülaleyle tanıştım sanırım. Türkiye dediğim her insandan İstanbul haykırışları yükseldi :) Gayet tatlı insanlar ama, sevdim. Ev şartları da düzgün, triplex, evin alt katını iki kişi kullanıyoruz mutfak ve tuvalet var, ayrıca arka bahçeden giriş de var, yukarıyla işimiz olmuyor yani. Biz dediğim, Nijeryalı minik bi kız var, o da diğer misafir :) Minik dediğime bakmayın! Yaşı minik ama kendisi devasa. 18 yaşında daha, ailesini özlemiş sürekli ağlamaklı geziyor :) Kısacası ilk başta aile yanı iyi bir tercih. Vancouver ve aile yanı konaklama yönlendirmesinden dolayı Selçuk Bey’e tekrar teşekkürler. (Bunları hep kendisi yazdırıyor bu arada☺)
Son olarak bugün gittim, okula falan baktım. Öncelikle ulaşım korkunç derecede pahalı, yani anlamsız bi şekilde pahalı, ‘yuh artık yaa’ denecek şekilde pahalı, hatta durup ama buna ancak pahalı denir tepkisi verilecek kadar pahalı sonuç olarak burada ulaşıma ucuz denemez :)) Türkiye’de aylık akbile vereceğim parayla burada 5 gün gidip gelicem:) Abarttım biraz gerçi inanılmaz haz duyuyorum bu durumdan:)
Ben Selçuk Bey’in ‘kredi kartı da al yanına’ uyarılarına rağmen, nakit para daha önemli diye ısrar etmiştim. Kredi kartım yok diye bana sim kart vermediler. Paramla rezil oldum resmen☺ Saçmalık şurada; kullandığım kart kendi adıma da olmayabilir o zaman bir sürü insan alamıyor mu bu kartları? Soruma cevaplıyorum, alabiliyor. Öğrenci kimlik belgesi falan yeterli oluyor ☺ Kanada’ya ait bi kimlik bişey istiyor.
Bir de dışarıdan bahsedeyim de içimde kalmasın burası bildiğin Amerika ya, Cnbc-e dizilerinde geziyor gibiyim, ayrı bi ülke kurmalarına gerek yokmuş boşuna yorulmuşlar:) Tabii ki iklimi ve daha gezemesem de herkesin ağzında olan müthiş doğal yaşamını saymazsak ☺ Belki de yakın olduğu için fazla esinti taşıyor ama Amerika yani kabul etsinler :) Gerçi insanlar daha akıllı gibi, daha kültürlü gibi, göreceğiz ☺
Yaklaşık iki saat sonra tekrar okula gidicem, gün ağarmadan uyandığım için şimdi yazıyım dedim, okul hakkında da sonra yazarım. Umarım okulu severim yaa yoksa vakit geçmez burada, çok normal bi şehir burası, gayet insani falan görünce duran arabalar var☺ Aaa oldu mu bak İstanbul’da olsa ezip geçmen lazımdı diyorum içimden :) Tekrar görüşürüz arkadaşlar, ben kalan iki saatimde okul için heyecan panik falan yapıyım:)
Bir de Selçuk Bey’i bulun (bu arada Bey de dedirtmez kendine, hatta ben de demiyorum sadece yazıyorum☺), iyi anlaşırsınız. Academix de iyi işte ☺ Şaka maka güzel ofisleri var. Görüşmek üzere.
Merve Alaçayır
ELS Vancouver
2014 Dil Okulu Programı Öğrencisi
Academix Danışmanı: Selçuk Berber - Beşiktaş Ofis
selcuk@academix.com.tr
+90 212 259 0099 | + 90 555 010 3048
İngiltere'de Lise Hayalim Sonunda Gerçek Oldu!
Öğrencimiz Yusuf Capar'ın İngiltere'de lise değişim süreci ve Canterbury deneyimleri Devamı
Yusuf Capar
Öğrenci
İngiltere'de Lise Değişim Sürecim
Öğrencimiz Şevval Duru'nun İngiltere'de lise değişim süreci ve Canterbury deneyimleri Devamı
Sevval Duru Dopoglu
Öğrenci
Academix ile Brighton'da Dil Okulu Deneyimim
Öğrencimiz Fulya Özmantar'ın danışmanı yardımıyla Academix'le Brighton'da dil eğitimi Devamı
Fulya Özmantar
Öğrenci
Academix ile İrlanda'da Üniversite Eğitimim
academix ile irlanda'da eğitim alan öğrencimiz Dublin City University'deki tecrübelerini bizimle paylaşıyor Devamı
Can YÜCEL
Öğrenci